Kaybolan Medeniyet: Etrüskler
Yazar: Sezer AŞKIN
Etrüskler, Floransa ve Roma arasında kalan, kuzeyde Arno nehri ve batıda Tiren denizi, doğuda ve güneyde Tiber nehri ve Apenin dağları arasında kalan bölgede yaşamış bir halktır. Bu halk hakkında söylenebilecek çok şey vardır. Önceleri cesaretleriyle kendilerini gösterdiler ve geniş topraklar elde ettiler ve büyük şehirler kurdular. Denizlerde de oldukça başarılıydılar. İtalya’nın batı kıyılarındaki suların Tiren denizi olarak anılmasındaki payları büyüktür. İlk başlarda gösterdikleri cesaret zamanla yerini zevk ve sefaya bırakmıştır. Etrüsklerin ünü ve ihtişamının Alp dağlarından Messina boğazına kadar kara ve denizlerde yayıldığı söylenir. Roma’nın Etrüsk idaresinden çıkmasıyla birlikte yok oluş başladı. Etrüskler bu dönemlerden itibaren dış siyasette koordine olamamışlardır. Veii şehrinin Roma tarafından kuşatılması ve diğer şehirlerin buna izin vermeleri; Volsinii şehrinde Roma’daki patriciler ve plebler arasındaki iktidar mücadelesine benzer şekilde kölelerin ayaklanması ve aristokratların Romalı patricileden askeri yardım istemesi, fiilen Roma’nın etkisinde olan bu kentin kuşatılarak ele geçirilmesi buna örnektir. Roma tarafından asimile edilen Etrüsk halkı çağdaşlarından ileri bir uygarlık düzeyindeydiler. Bu yüzden Roma medeniyetini kurarken birçok şeyi onlardan örnek almıştır.
Gelişmelerinde ve çağdaşlarının ilerisinde bir uygarlık kurmalarındaki etkenlerden bazıları iklim, topraklarının zengin oluşu ve yer altı kaynaklarıdır. Akdeniz iklimine sahip bu bölge toprak açısından son derece verimli, yeraltı kaynakları bakımından da oldukça zengin, özellikle bakır ve demir kaynakları açısından Akdeniz’in en zengin yeraltı kaynaklarına sahiptirler. Bu madenlerin işlenmesi erken demir çağının başlangıcına dek gider; Etrüsk halkının kültürel gelişiminde ve zenginliğinde önemli etkenlerdendir.
Görsel: Tarquinia’daki Triclinium Mezarı’nda, bir dans gösterisi yapan iki kişiyi temsil eden Etrüsk duvar resmi, MÖ 480. Etrüsk dansları, savaş, oyun, evlilik ve cenaze olarak sınıflandırılabilmektedir. Livy, bir metninde (VII, 2, 4), Etrüsk şarkıları ve dansçıların hareketleri arasında bir senkronizasyon olmadığı için komik bulduğu “Toskana tarzında” bir dansı anlatmıştır.
Etrüskler diğer her şeyde olduğu gibi ticarette de çağdaşlarını yakalamışlar. Yunanlar ve Fenikelilerin Akdeniz’in batı ve güney kısımlarını sömürgeleştirmesi ve buralarda yeni yerleşim yerleri kurmaları, Akdeniz ticaretinin genişlemesini ve yeni pazarların oluşmasını sağlamıştı. Etrüskler de MÖ 8. Yüzyılın ortalarından itibaren özellikle Elbe’den çıkardıkları demir cevheriyle bu durumdan faydalandılar, Akdeniz’in genişleyen ticaret ağına katıldılar. Özellikle Yunanların Akdeniz’deki bu yayılma faaliyetlerinden korunmak için Kartaca’yla ekonomik ve askeri iş birliği yaptılar. Ayrıca Adriyatik’in doğu kıyılarının aksine, Tiren denizinin kıyı yapısı nedeniyle demirleme ve liman yapımına uygun olması, Tiren denizi kıyısındaki bazı şehirlerin erken gelişmesi, yeraltı zenginliklerini de işleyebilmeleri, Yunanlılar ve Fenikelilerle birlikte Akdeniz’in önde gelen ticari kültürü olmalarında büyük payı vardır.
Hiçbir zaman günümüzdeki ulus devletleri gibi olmayan Etrüskler, içte ve dışta bağımsız politikalar uygulayabilen on iki şehir devletinden oluşmaktaydı. On iki şehir devletinin oluşturduğu birlikler Etrüsklerin buluşu değildi. Buna daha çok Yunan küçük Asya’da rastlanır. Bu birliğin sabit bir güç merkezi bulunmamakla birlikte günümüzde Roma’nın kuzeyinde buluna Orvieto bölgesinde Fanum Voltumnae adında bir kutsal mekanları bulunmaktaydı. On iki şehir hükümdarı her sene burada toplanır ve bir lider seçerdi. Bu liderin yetkileri hakkında bilgi yoktur. Mechl ya da Lukumone adı verilen bu yöneticiler hem dinsel hem de dünyevi güçlere sahipti. Aristokratlardan oluşan bir sınıf onları destekliyordu. Çoğunlukla monarşi hüküm sürse de MÖ 5. yüzyılda demokratikleşme sürecinin başladığı düşünülmektedir.
Etrüsk halkı hakkında az bilginin olmasının nedeni Roma tarafından tarihten silinmeye çalışılmasıdır. Etrüsklerin nereden geldikleri, adları ve dili hakkında Etrüsk araştırmacılarının dahi fikir ayrılıkları vardır. Ancak Etrüsklerin medeniyet tarihinde çok önemli olduğu kanısında hepsi hemfikirdir. Etrüsklere ilk ilgi ve bilgiler Rönesans döneminde ilk önceleri şans eseri daha sonra bilinçli olarak eserlerin bulunmasından sonra artmaya başladı. Yine baskı yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte antik yazarların filolojik eserlerine olan ilginin artmasıyla birlikte bu halk hakkında daha fazla bilgiye ulaşılması ve dönemin Toscana bölgesinin yöneticisi olan Medici ailesinin Roma ile karşı karşıya gelmek uğruna kökenlerinin orta İtalya’nın bu eski halkının olduğunu iddia etmesi tamamen unutulmadıklarının da göstergesidir. Bu halk hakkında bilgilerimiz kısıtlı olsa da günümüzde İtalyan müzelerini, Louvre müzesini, British Museum’u dolduran çok sayıda sanat eseri hala bu müzelerin salonlarını süslemektedir.
Arkeolojiye dair daha fazla içerik için Arkhe Arkeoloji Dergisi ve Arkhe Kitap bölümlerini ziyaret etmeyi unutmayın.