Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde yer alan, Hitit dönemine ait Kayalıpınar antik kentinde yapılan arkeolojik kazılarda, prensler, başkatipler, katipler ve kaya tapınağı beylerine ait 50'den fazla mühür baskısı gün yüzüne çıkarıldı. Bu kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle, Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü'nden Doç. Dr. Çiğdem Maner'in başkanlığında yürütülüyor.
Kazılarda, eski Asur ticaret kolonileri döneminden, Hitit, Roma ve Bizans dönemlerine ait yapı kalıntıları ve mühürler bulundu. Doç. Dr. Çiğdem Maner, Kayalıpınar’da son iki yıldır devam eden kazılarda, Paleolitik Çağ’dan Selçuklu dönemine kadar kesintisiz bir yerleşimin olduğunu belirtti.
Maner, Hitit idari binasında geçen yıl başlanan çalışmalara bu yıl da devam ettiklerini ve yeni mühür baskıları bulduklarını açıkladı. Bu buluntular sayesinde Hitit kraliyet ailesinin tarihine dair önemli bilgilere ulaşıldığını ifade eden Maner, ayrıca Asur ticaret kolonileri dönemine ait yapıların da gün yüzüne çıkarıldığını ve bu dönemde büyük bir yangın felaketinin yaşandığını keşfettiklerini belirtti.
İstanbul Üniversitesi Hititoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve kazının filoloğu Prof. Dr. Hasan Peker, Kayalıpınar’ın Hitit çekirdek bölgesinin doğu sınırında, "Yukarı Ülke" olarak tanımlanan bölgenin başkenti olabileceğini dile getirdi. Peker, burada yapılan çalışmalarda çivi yazılı belgeler ve Anadolu hiyeroglif yazılı kil kapatmaların en önemli buluntular arasında yer aldığını vurguladı.
Peker, tahrip olmuş bir arşiv odasında hiyeroglif mühür baskıları üzerinde çalıştıklarını ve bu mühürlerin üzerlerinde yüksek rütbeli görevlilerin ve kraliyet ailesi üyelerinin isimlerine ulaşıldığını belirtti. Bulunan 50’den fazla mühür baskısı arasında birçok prens ismine de rastlandığını ifade eden Peker, HattusaRuntiya ve HattusaKuruntiya gibi isimlerin, Hattuşa’nın koruyucu tanrısı anlamına geldiğini ve bu mühürlerin Hititoloji literatürüne yeni katkılar sunduğunu ekledi.
Son olarak, Peker, bu mühürlerin idari veya ekonomik belgelerin onaylanmasında kullanılan nesneler olduğunu ve Kayalıpınar’ın tarihinin, III. Hattusili dönemi ve ailesiyle bağlantılı belgeler sayesinde çok daha geriye çekildiğini vurguladı.
Kaynak: AA