Anavarza Antik Kenti
Adana’nın Kozan ilçesinin 28 km güneyindeki Dilekkaya Köyü sınırları içesinde yer alan Anavarza Ören Yeri’nin tarihi günümüzde n yaklaşık 2100 yıl öncesine dayanmaktadır. MÖ 17 yılında Roma hakimiyetine girdikten sonra hızla gelişmiş, Anadolu’nun önemli kentlerinden biri haline gelmiştir.
Anavarza, en parlak dönemini MS 2. yüzyılda Roma İmparatoru Septimus Severus tarafından ödüllendirilmesi sonrası yaşamaya başlamıştır. Kentin önemi zaman içerisinde artmış ve 408 yılında Kilikya başkenti olmuştur. Bölgenin başkentliğini yaptığı bu dönemde Anavarza’nın aynı zamanda şenliklerin ve spor müsabakalarının da merkezi haline geldiği bilinmektedir.
Anavarza'nın stratejik konumu, kentin askeri ve ekonomik açıdan büyümesini sağlamıştır. Kent, Ceyhan Nehri'nin üzerinde bir tepe üzerine kurulmuştur ve çevresini savunmak için surlarla çevrilidir. Antik kentin sütunlu caddesi, hamamı, kilise kalıntısı, tiyatro, amfitiyatro, stadyum, suyolları ve kaya mezarları, kentin batısında bulunan nekropol ve antik yol, deniz tanrıçası Tethys’e ait olan havuz mozaiği, üç girişli zafer takı ve ovanın ortasında bir ada gibi yükselen tepe üzerindeki Orta Çağ kalesi günümüze kalan önemli kalıntılardır. Kentte bulunan kalıntılar arasında forum, tiyatro, hamam ve anıtsal kapılar Roma dönemi yapılarıdır.
Anavarza'nın en önemli yapılarından biri, İmparator Caracalla tarafından MS 3. yüzyılda yaptırılan Anavarza Köprüsü'dür. Bu köprü, Ceyhan Nehri'ni geçmek için inşa edilmiş ve uzunluğu yaklaşık 320 metreye ulaşmaktadır. Bugün hala ayakta olan bu köprü, Roma dönemi mühendislik yeteneklerini gösteren oldukça önemli bir eserdir.
Bizans Dönemi’nde önemini devam ettiren, sonraki yıllarda Ermeniler, Abbasiler, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Anavarza’da farklı kültürlere ait izleri bir arada görmek mümkün.
Anavarza, Bizans döneminde de önemli bir yerleşim yeri olarak kalmıştır. Ancak, Orta Çağ'da kentin nüfusu azalmış ve zamanla terk edilmiştir. Bu nedenle, Anavarza'da daha sonraki dönemlere ait yapılar ve kalıntılar daha azdır.
Kentte ziyaret edilebilecek Roma Dönem kalıntıları dışında 6. yüzyıla tarihlenen Kaya Kilisesi ve Havariler Kilisesi dikkat çekicidir.
Anavarza dağının üzerinde yer alan ve birkaç kompleksten oluşan kale, dağın eteğindeki düzlükte kurulmuş olan ve etrafını çeviren surlar adeta kentin akropolisi durumundadır. Dünyanın günümüze kadar gelebilmiş en eski tıp ve eczacılık kitabının yazarı olan antik çağın ünlü hekimi Dioscurides de Anavarza’da yaşamıştır.
Tarihi boyunca pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anavarza Antik Kenti 2014 yılında UNESCO Geçici Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.
Kentte devam eden kazı çalışmaları her geçen gün kentin tarihine ışık tutmaktadır. 2020 yılı kazı sezonunda oldukça önemli buluntulara rastlanmıştır. 2020 yılı buluntularıyla ilgili olarak kazı heyeti başkanı ve Çukurova Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Gülşen:
"Bu seneki arkeolojik kazılarda çok önemli buluntulara rastlanmıştır. Kazı çalışmalarımızda taş balta bulduk. Neolitik Dönem'den Orta Çağ'a kadar taş baltaların kullanıldığını biliyoruz ama Anavarza'da çıkan taş baltanın etrafında obsidyenlerin, çakmak taşı gibi çok daha erken malzemenin de beraber çıkmış olmasından dolayı çok çok büyük ihtimalle Anavarza Antik Kenti'nin milattan önce belki de 5000'li yıllara kadar uzandığı tahmin edilmekte. Bu, kentin yaklaşık olarak 7000 yaşında olduğunu bize gösteriyor. Bu yılın en önemli bilimsel buluntusunun bu olduğunu söyleyebiliriz. Sadece Anavarza'nın yaşı 5000 yıl geriye gitmiş olmuyor, aynı zamanda tüm Çukurova'da Kilikya bölgesinin en erken tarihli yerleşim yerlerinden biri de ortaya çıkarılmış oluyor." açıklamasında bulunmuştur.
2022 yılı kazı sezonunda ise kentte üzerinde Grekçe yazıtın yer aldığı Kilikya Generali İllus'a ait olduğu değerlendirilen hamam-saray kompleksi bulunmuştur. Kazı heyeti başkanı Fatih Gülşen çok büyük bir alanı kapsayan Anavarza Antik Kenti’nin uzun yıllar süreceğini vurgulamıştır. Kentte bulunan Grekçe yazıt ile ilgili olarak ise Fatih Gülşen:
"Çok renkli bir mozaik taban üzerinde kitabelik içinde üç satırlık Grekçe yazıt tespit edildi. Bu yazıtın baş kısımları kırık olduğu için tam deşifresi yapılamıyor. Yazıtın içinde 'İllus' isminde bir şahıstan bahsediyor. İsaura bölgesinin önemli bir şahsiyeti olan İllus ile dönemleri aşağı yukarı denk geliyor. Aynı zamanda Elaiussa Sebaste de buraya çok yakın bir antik kent. Orada generallik mertebesine ulaşmış yine İllus isminde bir şahsiyet var. O İllus ile bu aynı mıdır? Onu bilemeyiz. Anavarza'da bahsi geçen yazıtın hemen ikinci satırının sonunda patron anlamına gelen 'patros' ifadesi geçiyor. Dolayısıyla hem İsaura bölgesinden hem Elaiussa Sebaste Antik Kenti'nden bildiğimiz ve yönetici-patron görevlerinde bulunan İllus ile bizim Anavarza'da çıkarmış olduğumuz mozaikte yazan İllus aynı kişiler olabilir. Yazı karakterine bakıldığında milattan sonra 5. yüzyıl sonu ile 6. yüzyılın başlarına tarihlendiriyoruz. Tarihler de aşağı yukarı tutuyor. Eğer İllus ile ilgili bir mekanı kazıyorsak oldukça önemli bir şahsiyetin mekanını ortaya çıkarıyoruz demektir." Açıklamasını yapmıştır.
Bugün Anavarza Antik Kenti, arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmaları devam ederken aynı zamanda ziyaretçilere açıktır. Ziyaretçiler, antik yapıları ve tarihi atmosferi keşfedebilir ve bu önemli kültürel mirası deneyimleyebilir.
Kaynak: Türkiye Kültür Portalı, AA
Görsel Kaynak: Türkiye Kültür Portalı
Arkeolojiye dair daha fazla içerik için Arkhe Arkeoloji Dergisi ve Arkhe Kitap bölümlerini ziyaret etmeyi unutmayın.